Mardin’de Nerelere Gidilir, Neler Yapılır? Mardin Gezilecek 10 Tarihi Yer



Mardin öyle bir şehir ki, dinleri ve dilleri aynı çatı altında toplayarak ortaya bir hoşgörü merkezi çıkartıyor. Özellikle günümüzde maalesef kaybettiğimiz hoşgörüyü Mardin’de bulmamız mümkün. Din, dil, ırk fark etmeksizin birbiriyle iç içe yaşayan halk halinden oldukça memnun.

Şehrin sokaklarını gezerken etkilenmemek mümkün değil. Bu sokaklar hem yerli turistlerin hem de yabancı turistlerin o kadar ilgisini çekmiş ki Mardin’i bu bölgede turizm merkezi haline getirmiş.
Güneydoğu Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri değil, direk en güzeli demekte bir sakınca görmüyorum. Hadi biraz Mardin’de gezilecek yerleri inceleyelim…

Meşhur Mardin Evleri

Sıklıkla dizilerde gördüğümüz Mardin evleri gezilecek yerler arasında ilk sırada yer alıyor.
Ben ilk şehre geldiğimde biraz hayal kırıklığına uğramıştım. Çünkü havalimanından şehir merkezine gelen otobüsler sizi Yeni Mardin’de bırakıyor. Dedim ki “ha İstanbul ha burası her yer beton, fotoğraflarda gördüğümüz o taştan evler nerede?” Meğer Yeni Mardin’deymişiz. Şehir merkezinden bir dolmuşa binerek 15 dakikada Eski Mardin’e ulaşabilirsiniz. Otobüsten indiğinizde tarih kokan şehre gelmiş oluyorsunuz.
O meşhur evleri Eski Mardin’e indiğiniz anda kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Birbirinden güzel sokaklarda, konaklarda dolaşırken evlerin duvarlarına ince ince işlenmiş detaylar sizi kendisine hayran bırakacak.
İlk dikkatinizi çekecek konulardan biri evlerin daracık sokaklara yapılmış olması olacak. Ona şu şekilde açıklık getireyim. Güneşten gelen ışınların tam tersi konumuna inşa edilen bu dar sokaklar gölgede kalarak güneşten kendini koruyor ve evlerin çok daha serin olmasını sağlıyor. Bu taştan evlerin bir diğeri özelliği ise kışın da sıcak olmasıdır.

Mardin Müzesi

Eski Mardin’deyseniz zaten tarihe merakınız var demektir. Eee buraya kadar gelmişken de Mardin Müze’sine uğramamakta olmaz şimdi. Müze hakkında ufak bir tarihi bilgi verelim. İlk olarak Patrik Ignatios Behnam Banni, 1895 senesinde Süryani patrikhanesi olarak yaptırdı. Daha sonra Kültür Bakanlığı’nca 2000’de satın alınarak restore edildi ve Mardin Müze’si olarak halka açıldı.
3 katlı müzenin giriş katında kitabeler, mezar başları ve bazı kabartmalı göre bileceğiniz gibi Asur İmparatorluğu’ndan Osman İmparatorluğu’na kadar farklı medeniyetlere ait tarihi eserleri görebilirsiniz. İki kat ise Bizans ve Asurluların yaşadığı döneme ışık tutuyor, çeşitli mozaikleri, heykelleri ve kabartmaları inceleyebilirsiniz. Üçüncü kat en ilgi çekici kat. Burada bir köyü kurtarma esnasında büyük bir define ele geçiriliyor ve aralarında Eyyübiler, Bizanslılar, Zengiler, İlhanlılar, Cezayirliler gibi uygarlıkların kullandığı altın ve gümüşler bulunuyor.

Ulu Cami

Gelelim esrarengiz camimize. Bilirsiniz hemen hemen bütün tarihi şehirlerde Ulu Cami olur. Mardin’de bundan nasibini almış. Neden esrarengiz dedim? Çünkü bu camiyi kim yapmış, ne zaman yapmış hiçbir bilgimiz yok. Hakkında net bir bilgi olmasa da Artuklular ve Akkoyunluların mimari izlerini taşıyor. Aslında iki minareli olarak inşa edilen Ulu Cami, Timur istilâsında oldukça zarar görmüş ve bir minaresi yıkılmış. Çarşı içinde yer alan cami, şehrin tüm yüksek noktalarından gözüktüğü için şehrin simgesi haline gelmiş durumda.

Mardin Kalesi

Yaklaşık 1600 senelik geçmişi olan Mardin Kalesi, Hamdaniler tarafından ilk halini almıştır. Kale yüksek bir noktada bulunduğundan dolayı her zaman stratejik konumda olmuştur. Ve bölgede hakimiyet kurmak isteyen topluluklar için de altın değerinde idi. Kimi imparatorluklar için zafer, kimileri imparatorluklar için de hezimet kalesi olmuştur.
Diğer bir adıyla Kartal Yuvası olan bu kale 56 yıldır halka kapalı durumda. Mardin’e gittiğimde kaleye çıkmasam da belli bir yüksek noktaya gidip şehirde gün batımını izlemiştim. Kaleye çıkmıyorsanız siz de deneyin derim.

Zinciriye Medresesi

Eskiden teknoloji yoktu ama mimari dehalık vardı. Zinciriye Medresesi bunun en güzel örneklerinden birisi. Medresede öyle bir ses sistemi inşa edilmiş ki adeta bir hoparlör görevi görüyor. Ezan okunmaya başlandığında sesi medresenin her yerinden duymak mümkün.
Sadece bununla da kalmayan deha mimarımız Kapadokya’dan getirttirdiği özel taşlarla medresenin aydınlatmasını da sağlamış.
1385’te Sultan İsa’nın verdiği talimat doğrultusunda yapılan Zinciriye Medresesi hala turistlerin uğrak mekanları arasında yerini alıyor.

Dara Harabeleri

Dara Mezopotamya Harabeleri, 7 bin yıllık geçmişiyle adeta tarihe ışık tutuyor. M.Ö 530-570 yılları arasında Pers Kralı Dara’nın verdiği talimatla yapılan bir antik şehir. Bu güzide kent sırasıyla Pers, Babil, Emeviler, Abbasiler ve son olarak da Osmanlılara ev sahipliği yaptı.
Her şey iyi güzel de Dara Harabelerinin nerede, buraya nasıl gidilir diye soruyorsunuz heralde. Hemen anlatayım. Nusaybin yolu üzerindeki Oğuz Köyü sınırları içinde yer alıyor. Yaklaşık 10 kilometrelik bir alana yayılmış kent ziyarete gelenleri kendisine hayran bırakıyor. Tabi gezeceğiniz yerler antik kentin sadece yüzde 10’luk bir kısmı. Çünkü diğer yerleri henüz halka açılmış değil.
1986’da yapılan kazılarda sarnıç, zindan, agora ve saraya rastlanılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda da bu tarihi yerler ziyarete açıldı.

Mor Gabriel Manastırı

Tam 1600 senelik tarihi olan Mor Gabriel ( Deyrulumur ) Manastırı, Süryanilerin en önemli merkezi. Mardin’in tarih kokan ilçesi Midyat’ın Turabdin bölgesinde yer alan Mor Gabriel Manastırı, Mor Şmuel ve Mor Şemun tarafından 397’te yapılmıştır. Bizans’tan aldığı bağışlar ve yardımlar sayesinde hızlı bir şekilde gelişmiş ve ayakta kalmıştır. Dediğim gibi Süryaniler için önemli olan bu manastır Süryani Kilisesi tarafından ‘2. Kudüs’ olarak adlandırılmıştır.
İlgi çeken konulardan biri de Hz. İsa’nın konuştuğu dil olan Aramice’nin devamı olarak nitelendirilen Süryanice dilinin halen burada devam ettirilerek genç nesillere aktarılması oldu.

Revaklı Çarşı

Mardin’e gelipte hediyelik eşya almamakta olmaz şimdi. Bunun için de Revaklı Çarşı’ya gitmeniz yeterli. 17. Yüzyıldan beri burada bulunan çarşıda zanaatkarları izlemek, onlarla sohbet etmek oldukça hoş. Karşılıklı revaklar arasında bulunan bu çarşı tarihle iç içe.

Eyrulzafaran Manastırı

Öncelikle Deyrulzafaran Manastırı’nın adını nereden aldığı hakkında bilgi vermeye başlayalım. Manastırın çevresinde sıklıkla bulunan zafaran (safran) bitkisinden dolayı Deyrulzafaran adını almıştır. Bir rivayete göre de manastıra farklı bir renk vermek amacıyla yapım aşamasındayken harcına zafaran (safran) bitkisi katıldığı söylenir. Ne kadar doğrudur bilemeyiz 

Midyat’ta Gezilecek Yerler

Midyat bölgedeki birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir ilçe, mimari yapısından da bunu anlayabilmek mümkün zaten. Tabi sizin bu mimari yapılara dizilerden dolayı bir göz aşinalığınız var. Mardin’de Midyat’ta çekilen dizileri/filmleri sıralayacak olursak; 2006-2008 yıllarında yayın yapan Sıla, Sibel Can’ın başrolde oynadığı Berivan, Mahsun Kırmızıgül ve Beren Saat’in rol aldığı Aşka Sürgün ve günümüzde oldukça popüler olan Hercai. Filmler ise Deli Yürek: Bumerang Cehennemi, Ay Lav Yu, Gönül Yarası Hepsi Midyat’ta çekildi.
Mardin'de Gezi turu yapmak istiyorsanız https://www.tatilkalbi.com/butik-mardin-midyat-ezidi-ve-suryani-koyleri-turu size özel tur fırsatlarımızdan yararlanabilirsiniz.