Ezber bozan bir yapı: Sagrada Familia


Her yıl iki milyondan fazla turiste kapılarını açan Sagrada Familia, “Bitmeyen Kilise” olarak da adlandırılıyor. Kilisenin bitmemesinin en önemli sebeplerinden biri de, kilisenin yapımına tüm ömrünü adamış olan ünlü İspanyol mimar Gaudi’nin yapı henüz inşaat halindeyken hayatını kaybetmesi. Türkçe anlamı “Kutsal aile” olan Sagrada Familia, Barcelona turlarının olmazsa olmaz duraklarından biri. Eğer yakın zamanda Sagrada Familia’yı ziyaret edecekseniz beklentilerinizi dilediğiniz kadar yüksek tutabilirsiniz, çünkü bu kilise görüp görebileceğiniz en ihtişamlı ve en farklı mimari yapılardan. Dini motifler ile ağaç, bitki ve salyangoz gibi doğal motifleri harmanlayan bazilika, fantastik bir masaldan fırlamış gibi görünüyor. Barcelona’nın simgelerinden biri haline gelen yapı; tarihi, hikayesi ve sıradışı mimarisi ile mutlaka görülmesi gereken bir yer.

Bitmeyen Kilisenin Gizemi: Sagrada Familia Hikayesi

Sagrada Familia’nın dramatik hikayesini şöyle özetleyebiliriz: Kilise, başlangıç aşamasında, halktan toplanan bağışlar ile Katalanların gururu yetenekli mimar Gaudi’nin eserlerini satarak elde ettiği gelirlerin birleştirilmesi ile fonlanıyor. Yapımına 1882 yılında başlanmış olsa da günümüze hala inşaat halinde bulunuyor. Sagrada Familia bazilikası projesi aslında Francesc de Paula Villar  Lozano’ya ait ama bazı anlaşmazlıklar sonucunda proje 1883 yılında Antoni Gaudi’ye devrediliyor. Gaudi, projeyi devraldığı günden itibaren kendisini bu işe adıyor ve diğer tüm çalışmalarını askıya alıyor. Enerjisini, emeğini, ve sıra dışı hayal gücünü bu kilise için kullanan ünlü mimar, talihsiz ölümüne kadar kilise inşaatında yatıp kalkmaya devam ediyor. Kişisel ofisini de buraya taşıyan Gaudi, kırk yıllık inşaat sürecinin ardından kilisenin ne zaman biteceğini soranlara “Müşterimin acelesi yok” şeklinde cevap veriyor. Bahsi geçen müşterinin “Tanrı” olduğu sanılıyor. Sagrada Familia mimarı Gaudi, talihsiz bir kaza sonucunda hayatını kaybediyor ve inşaat bir süreliğine durduruluyor. Ardından dünya savaşı çıkıyor ve savaşta Gaudi’nin orijinal çizimleri zarar görüyor. Savaştan bir süre sonra inşaat çalışmaları yeniden başlıyor. Bazilikanın hala devam eden inşaatı o kadar uzun bir süreye yayılıyor ki, Gaudi’nin yapmış olduğu ilk eserlere yönelik restorasyon çalışmaları yapılıyor.

UNESCO Dünya Mirası’nda: Sagrada Familia Özellikleri

Sagrada Familia ismi, Hz. İsa, Hz. Yusuf ve Hz. Meryem’den oluşan “Kutsal Aile” kavramına atıfta bulunuyor. Sagrada Familia kilisesi çoğunlukla katedral zannedilse de aslında değil; sadece büyük bir kilise yani bazilika. Bitmeyen kilisenin 2026 yılında bitmesi planlanıyor. Sagrada Familia şu an hem turistik bir mekan, hem içinde ayinler düzenlenen bir kilise hem de faal bir inşaat alanı. Bu açıdan bakıldığında dünyada eşi benzeri yok. Çoğu otorite, mimari açıdan da eşi benzeri olmadığını düşünüyor. Modern mimarinin öncülerinden biri olarak görülen Gaudi, kiliseyi planlarken hem modern hem de neo-gotik gelenekleri kullanıyor. Sagrada Familia mimari açıdan klasik dönemin barok kiliseleri kadar ihtişamlı ve ürkütücü olmasının yanında modern dönemin yapıları kadar da zarif… Kulelerinin çikolata misali her an eriyecek gibi görünmesi için çok büyük çaba sarf edilmiş. 10 bin kişilik kapasiteye sahip olan bazilika, turistlerin dünyanın dört bir yanından Barcelona’ya akın etmesini sağlıyor.

Barcelona Sagrada Familia Bazilikasının Cepheleri

Devasa kilisenin yapımı tamamlandığında 18 kuleye sahip olması isteniyor, günümüzde ise yalnızca sekiz kule tamamlanmış durumda. Plana göre bu 18 kulenin 12’si Hz. İsa’nın havarilerini, 4 tanesi İnci’i derleyen Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’yı, biri Hz. İsa’yı ve sonuncusu da Hz. Meryem’i temsil ediyor. 175 metre uzunluğundaki kulesiyle “Avrupa’nın en yüksek kilisesi” unvanına da göz diken Sagrada Familia, Gaudi’nin dini inancından ve doğaya olan tutkusundan derin izler taşıyor. Bitki ve hayvanlar, Gaudi’nin maharetli elleri ve yaratıcı yorumuyla kilise duvarlarında ölümsüzlüğe kavuşuyor. Aynı zamanda koyu bir Katolik olan Gaudi, bazilikanın her köşesini İncil’den aldığı sahnelerle ve Hristiyanlık tarihinin en önemli olaylarıyla süslemiş. Gaudi bazilikayı üç cephe olarak planlamış olsa da zamansız ölümü yalnızca ikisini tamamlayabilmesine müsaade etmiş… İşte, her biri ayrı bir sanat eseri olarak değerlendirilen; sanatın, emeğin ve estetiğin bir araya geldiği bazilika cepheleri…

Hz. İsa’nın Doğumu: Sagrada Familia Bazilikası Doğu Cephesi

Gaudi’nin inancına ve doğaya olan tutkusunu en iyi yansıttığı bölümlerden biri hatta belki de en iyisi bazilikanın doğu cephesi. Çiçekler, hayvanlar, meyveler ve dini figürler… Cephede üç kapı bulunuyor ve bu kapılardan sağdaki inancı, soldaki umudu, ortadaki ise merhameti simgeliyor. Kaplumbağa ve bukalemun gibi doğal motiflerin arasında Mısır’a kaçış, Yusuf ile Çocuk İsa, Masumların Katli, Vaftizci Yahya gibi Hristiyan kültürüne ait hikayeler betimlenmiş. Yine bu cephede Hz. İsa’nın soy ağacının yazılı olduğu sütun da yer alıyor.

İhtişam Cephesi: Sagrada Familia  Güney Cephesi

Hala yapım aşamasında olan Güney Cephesi daha çok dini motiflerle bezeli. İyiliğin ve kötülüğün; karanlık ve aydınlığın sonsuz mücadelesini betimleyen cephede şeytanları, günahları, putları ve kötülükleri simgeleyen figürlerin yanı sıra göğe yükseliş ve cenneti ifade eden semboller yer alıyor.

Büyük Çile: Sagrada Familia Batı Cephesi

Köşeli formlara sahip olmasıyla dikkat çeken Batı Cephesi, heykeltıraş Subirach tarafından tamamlanmış. Günümüzde kiliseye girişler de bu cepheden yapılıyor. Bazilikanın genel sanat anlayışına ve heykelcilik geleneğine aykırı olduğu gerekçesiyle yoğun itiraz ve eleştirilere maruz kalan Büyük Çile cephesinde yalnızca İncil’den sahneler betimleniyor. Tartışmalar, “Gauidi bu cepheyi görse ne düşünürdü?” sorusuyla başlıyor ve uzayıp gidiyor…

“Bitmeyen Kilise” Neden Bitmiyor?

Kilise bitmiyor çünkü kilisenin bağışlar dışında bir geliri yok. Projenin orijinline sadık kalmak isteyen yetkililer, kilisenin inşaatında yalnızca halktan toplanan bağışı kabul ediyor. Çünkü yaklaşık 150 yıl önce yapılan planda, buranın “halkın” kilisesi olacağı net şekilde ifade edilmiş. Gaudi’nin ölümünün yüzüncü yılı olan 2026 yılında inşaatı tamamlamak isteyen yetkililer kiliseyi bir an önce bitirmedikleri için yoğun eleştirilere maruz kalıyor. Eleştirilerin temelinde ise “Bitmeyen Kilise” efsanesinin popüler kültürde giderek önem kazandığı ve daha çok ziyaretçi gelmesini sağladığı için inşaatın kasıtlı olarak bitirilmediği düşüncesi yatıyor.

Eleştiriler ve Övgüler: Sanatçılar Ne Düşünüyor?

Sagrada Familia içi, 2010 yılında Papa 16. Benedikt tarafından kutsandı ve bir kısmı ibadete açıldı. Gaudi’nin hasar gören çizimlerini rehber edinmek, böylesine keskin bir dehanın yarım bırakmak zorunda kaldığı işi tamamlamak oldukça zor. Hal böyle olunca, kilise inşaatı mimarlardan ve sanatçılardan hem övgü almış, hem de eleştiri. İşte sanatçılardan, bilim insanlarından ve mimarlardan olumlu ve olumsuz söylemler:


Bazilikayı tamamlama görevini üstlenerek elini taşın altına koyan baş mimar Mark Burry, bu yapının kiliseden ziyade nefes kesen devasa bir heykel olduğunu söylemiş.

Gaudi hakkındaki kitaplarıyla tanınan mimar Joan Bassegoda, Gauidi’nin tarzını kopyalamaktansa, Gaudi ile aynı kaynaktan esinlenilmesi gerektiğini düşünenlerin başında geliyor. Bassegoda, kilise hakkındaki bir yazısında”Esin kaynağı arıyorsak doğaya bakmalıyız, doğanın modası asla geçmiyor” ifadelerini kullanmış.

İspanya’nın gezegenimize kazandırdığı en önemli sanatçılardan biri olan sürrealist ressam Salvador Dali ise Gaudi’nin ölümünden sonra inşaatın durması gerektiğini, böylesine bir eserin sanatçısı olmadan tamamlanamayacağını söylemiş. “Bırakın kentin ortasında zamanla çürüyen bir diş gibi kalsın” sözleri Dali’ye ait.

Hayvan Çiftliği ve 1984 gibi önemli kitapların yazarı George Orwell, kilise hakkında oldukça sert sözler söyleyerek “Dünyanın en çirkin binalarından biri” yorumunda bulunmuş.